Günümüzde orta yaşı geçmiş birçok insanın ortak sorunu damar tıkanıklığıdır.

Damar tıkanıklığı var ise, hem damarların temizlenmesi ve hem de tıkanıklığın nedenlerini bilerek beslenmemize dikkat edilmesi gerekmektedir. Örneğin; tıkanıklığa neden olan yüksek tansiyon, kolesterol, karaciğer hastalıkları gibi organların tahribine sebep olan etkenlerden kendimizi korumak gerekir. Bunların en başında kolesterol ve sigar gelir. Onun için kolesterolü yükseltecek gıdalardan uzak durup, sigarayı da asla içememeliyiz. Sağlıklı bir yaşam ancak dengeli beslenme ile mümkündür. Dengeli beslenme de, vücudumuz için yararlı besinleri almak ve başta sigara olmak üzere mutlaka hekim tavsiyeleri doğrultusunda ileride bir takım hastalıklara sebep olacak beslenme alışkanlıklarımızdan uzak durmakla olur.

 

 

 

 

Öncelikle bedende temizlenecek yerlerin tespit edilmesi gerekmektedir. Örneğin kanın temizlenmesi, bağırsakların temizlenmesi, karaciğerin temizlenmesi son derece önemlidir. Bağırsaklar, karaciğer ve kan, bedenin kirlenmeye en açık organlarıdır. Derimizden aldığımız kirler ilk önce kana geçerler. Ve kan vasıtasıyla karaciğere, oradan da etkiledikleri birincil organa yönelirler.

 

 

Bu süreçte kan, karaciğer ve etkilenen organ veya beden bölgeleri, kirlenmenin etkisine mutlaka hep birlikte maruz kalmış olurlar. Bazı kişiler kanın aynı zamanda bir organ olarak değerlendirilmesi gerektiğini yeteri kadar kavrayamamış olabilirler. Oysaki kanımız, kolay ve sık kirlenmeye maruz kalan bizatihi dolaşım sistemimizin, hormon sistemimizin en önemli taşıyıcısı konumundadır. Kanın içerisinde taşınmayan bir enzim, vitamin, toksin veya element yoktur. Oksijen, yaşamın en önemli gereksinimidir ve kanımız vasıtasıyla tüm dokulara, organlara, hücrelere kadar taşınır.

 

 

Eğer beden içinde taşıma işlemini yapan kan olmasaydı, insan bedeni kirlenmekten kurtulamayacak ve yaşamını sonlandırmak zorunda kalacaktı. Zira bedenin içinde devamlı hareket halinde bulunan ve bir numaralı görevi taşıma olan kanın bu görevini başka hiç bir sıvı asla aynı kalitede yapamaz. Bu kadar önemli olan kan, taşıma görevi sırasında hem temizleyici faktörleri ve hem de kirletici maddeleri taşıyarak çok kompleks bir görevi yerine getirir.

 

 

Kanın temizlenme işlemi için yapılması gereken en radikal girişimlerden birisi ve belki de en önemlisi, kanın beden dışına çıkarılmasıdır. Böylelikle kan, azalan toplam miktarını yerine koymak amacıyla bedenin kan üretim merkezlerini aktif bir şekilde canlandırarak yeni ve temiz kanın meydana gelmesine yönelik çalışma yapacaktır. Kanın dışarıya alınması aslında bedenin kendi içine yapılmış bir müdahaledir. Uyuyan bedenin dürtülerek uyarılması anlamını da taşır. Beden sadece dıştan deriye yapılarak uygulanan dürtme, masaj veya diğer uyarılma işlemlerine ihtiyaç hissetmez. Kanın dışarıya verilmesi işlemi de bir bakıma aynı etkinin ortaya çıkmasını sağlar. Bu bakımdan son derece önemlidir. Beden, etki- tepki prensibine göre çalışır. Kanın bir miktarı dışarıya çıktığında, akışkanlık özelliğinde artma meydana gelir. Kanın koyulaşmış ve kirlenmiş hali bu şekilde hem bir miktar temizlenme imkanına sahip olur, hem de akışkanlığın artması sayesinde metabolizmayı canlandırması, bağırsakların ve karaciğerin daha rahat çalışmaya başlamasını güçlendirir. Bu anlamda anti-aging yöntemi olarak da kabul edilebilir. Böylelikle bedenin kendi kendisini temizleme gücü ciddi olarak artar. İnsanların kan vermelerinden sonra yaşadıkları rahatlama hissi tüm bu değişimlerin ürünüdür.

 

 

 

 

· Yüksek tansiyon, kalp hastalıkları, karaciğer hastalıkları, yüksek kolesterol olanların kan ve damarlarını temizlemeleri için, nar mevsiminde öğleye kadar çekirdekleriyle beraber nar yemeleri veya suyunu içmeleri ve haftada iki gün sadece narla beslenmeleri faydalıdır.

 

· Başka bir yöntem: sabahtan öğleye kadar elma yenilmeli ve suyu içilmeli ve haftada iki gün sadece elma ile beslenmeli, buna üç- dört hafta devam edilmeli.

 

· Soğan rendelendikten sonra suyu sıkılıp, bir bardak soğan suyu bir bardak bal ile karıştırılarak aç karnına günde üç defa bir çorba kaşığı içilmeli.

· Kalp ve organlarda spazm olanlar ve nefes darlığı çekenler için en güzel temizleyici şöyle hazırlanır: bir bardak saf zeytinyağı, bir baş dövülmüş sarımsak ile karıştırılıp bir gün buzdolabında bekletilir. Buna bir kaşık taze limon suyu karıştırılıp günde iki üç defa aç karnına içilir.

 

· Yeşil çay, ısırgan otu, maydanoz, kuşburnu da kan ve damar temizleyicisidir.

 

· Roka içerisindeki C vitamini, kişiyi mikroplara karşı daha dayanıklı hale getirir ve bağışıklık sistemini güçlendirir. Genellikle limon ile tüketildiği için vücuda daha fazla C vitamini girmesini sağlar. Hazmı kolaylaştırıp mideyi rahatlatmasının yanısıra iyi bir kan temizleyicidir. Ayrıca karaciğer için de oldukça faydalıdır.

 

· Sarı dağ meyvesi olan alıç bitkisinin kımızısının yaprağını veya çiçeğini toz haline getirip suda demleyerek içilir. Kalp damar rahatsızlıklarınız için alıç suyuyla birlikte her gün bir bardak havuç suyu için. Yalnız havuç suyunun içine bir tatlı kaşığı zeytinyağı koyup içmek son derece faydalıdır.

 

 

 

 

Kanın temizlenmesinde en zahmetsiz ve en pratik uygulama olarak, egzersiz ve sportif etkinlikler mutlaka önemli bir çözüm olarak düşünülmelidir. Son yıllarda yapılan araştırmalar, insan bendeni için egzersiz ve sportif etkinlikleri gelecekte onların yakalanacakları hastalıklardan korunmalarında en güçlü faktörlerden olduğunu ortaya koymuştur. Zira spor yaparken hızlanan kan dolaşımımız ve kalbimiz daha güçlü hareket edecek, derin nefes alıp vermeyi zorunlu hale getirecek ve böylelikle kanın oksijenleşmesi doğal bir şekilde sağlanmış olacaktır. Bu kadar doğal bir temizleme etkisi olmasına rağmen yine de gelişmiş ülkelere göre ülkemizde sportif etkinliklere gösterilen ilginin istenilen düzeyde olmadığını söylemek mümkün.

 

 

 

 

· Alıç bitkisi uzun vadede damar duvarlarını temizleme etkisine sahiptir.

 

· Sarımsak-limon tentürünün damarları temizleme etkisi olduğundan, kullananların rahatlık hissettikleri bilinmektedir. Tentürün hazırlanışı: 40 adet sarımsağı havanda dövüp 1 litrelik şişe içine koyarak üzerine sıkılmış limon suyu katılır. Şişenin ağzını kapatıp 15 gün bekletildikten sonra, her sabah aç karnına bir çay bardağının üçte biri kadar içilir. Limonun da sarımsağın da damarları temizleyici özelliği vardır. İkisi birleşince daha etkili olmaktadır.

 

· Coraspin ilacı kan pıhtılarını erittiğinden önemlidir.

 

·Yurt dışında uzman doktorlar tarafından chelation (kıskaçlama) denilen bir teknik uygulanarak tüm kan damarlarının içi temizlenmektedir. Türkiye’de de bu uygulamanın yapılıp yapılmadığı henüz bilinmemekte.

 

Kanı sulandırıcı madde ve bitkiler kullanılmalıdır. Bu konuda 1.sırada; tiroid bezinin düzenli çalışmasına katkıda bulunan, zihini açan, beynin beslenmesine yardımcı olan, öğrenme yeteneğini arttıran, iktidarsızlık problemine faydalı olan, bağışıklık sistemini güçlendiren, grip ve soğuk algınlığına karşı koruyucu olan, metabolizmayı hızlandıran, sindirime yardımcı olan, vücut dayanırlığını arttırıp yorgunluğu azaltan, kan şekerinin dengelenmesine yardımcı olan, antialerjik özelliği ile alerjik reaksiyonların önlenmesinde faydalı olan, kan yapıcı özelliği olan, alzheimer ve bunama belirtilerinin iyileşmesinde yardımcı olan, kulak çınlamasını önlemede faydaları görülen ginko bloba gelir.

 

· Her gün bir saat hızlı tempoda yürümenin, bu yürüyüş içinde 5-10 dakika süre ile kalp atışlarını 130-140a çıkartmanın kalp sağlığı için çok yararlı olduğunu bilmemiz de yarar vardır. Gemilerde makinelere torna çark denilen bir işlem uygulanır. Şöyle ki: makineler her hafta en az bir kez yüksek devirde çalıştırılır. Bu yöntemle tüm birikintilerin temizlenmesi sağlanır. İnsan vücudu da bir makine olduğuna göre, bahsedilen yürüyüş yönteminin uygulanması yarar sağlayacaktır.

 

Profesör Doktor Ahmet Maranki’nin damar tıkanıklığında kullanılacak bitkisel formülü ise şöyle: 10 gram sarımsak özenle dövülür. Sarımsağın üzerine 10 gram ılık su ilave edilir. 1 gün bekletilip günde 20-30 damla içilmelidir.

 

Bir bardak kaynar su içerisine 4 gram ufalanmış alıç yaprağı ya da çiçeği eklenir. 10 dakika demlenmesi beklenen karışımdan günde 2-3 bardak içilmelidir.

 

Yarım litre suyun içerisine 3 adet soğan ince bir şekilde kıyılır. 1 gece bekletilip süzülür. Günde 3 kez birer fincan içilmeye özen gösterilir. Yemeklerden bir saat önce veya yarım saat sonra içilmelidir.

 

Hurma, düzenli tüketildiğinde kalp damar hastalıklarından korur. Zira sodyum, potasyum, kalsiyum, magnezyum, demir ve fosfat gibi mineraller bakımından çok zengindir.

 

Kaju fıstığının içerdiği magnezyum, damarları ve kasları rahatlatır. Böylece kalsiyumun sinir hücrelerine girmesini etkileyerek kemiklerde tutulmasını sağlar. Magnezyum miktarı az olduğunda, damarların kalsiyumla dolmasına neden olabilir. Aynı zamanda bu durum yüksek tansiyona ve baş ağrısına neden olur.

 

Kavunun kandaki pıhtılaşmayı ve dolayısıyla da damarlardaki tıkanmayı önleyen çok önemli etkileri bulunmaktadır.