Bugun...


İzzet Dönmez

facebook-paylas
ZORDUR GAZETECİ OLMAK-SOSYAL MEDYA'DA HERKES FİLOZOF OLMUŞ.
Tarih: 15-07-2025 03:22:00 Güncelleme: 15-07-2025 03:22:00


ZORDUR GAZETECİ OLMAK.


NASIL HAK EDERSENİZ O ŞEKİLDE YÖNETİLİRSİNİZ..


Öyle bir devirde yaşıyoruz ki sosyal medya sayesinde herkez filozof, herkez siyaset bilimcisi, herkes siyasetçi, herkes Klavye kahramanı ve sözüm ona bir ukelalık, saçma sapan yorum yaparak kendini gösterme ve sözde ispatlama çabaları, bir yalakalık yarışı, ohooo sabaha kadar saysak bitmez. Memlekette partizanlık kalmadı, önceleri anlardık bir partizanlık, bir parti aşkı, bir parti çizgisi olurdu insanlarda lakin gelin görünki insanların ki o da kalmadı zaten, şu an tek derdi menfaat olmuş kişilerin, savundukları partinin tüzüğünü bilmez ama körü körüne yazar çizer, yorum yapar. Amaç parti değildir ki amaç laf olsun torba dolsun, dostlar iş başında görsün....

 

"Siz nasıl olursanız sizin idarecileriniz de öyle olur. (Siz) nasılsanız öyle idare edilirsiniz” (Keşfü’l- Hafa, 2:311)

 


Arkadaşlar insanları tek ilgilendiren şey artık menfaatleri olmuş, bunu artık sizlerde çok iyi biliyorsunuz. Başlıkta söylediğimiz gibi kim daha çok şahsın kendisine vaatlerde bulunup iş vericem sana, eşini, çocuğunu işe aldıracağım dediği zaman insanlar için artık o siyasi dürüst değilmiş, o siyasi, dolandırıcıymış, o siyasetçi yalancıymış, o siyasi ne olursa olsun ortada artık tek gerçek vardır, işine gelen siyasetçiyi her durumda savunmak ve ona laf ettirmemek. Gözü başka bir şey görmez hele işi görüldükten sonra yalakalıkta çığır açarak neredeyse o siyasetçinin kapıkulu askeri olur, gel derler gelir, git derler gider. Dediğimiz gibi o şahıs için siyasetçinin yaptığı her şey mübahtır, çalınanı görmez, çırpılanı görmez, adaletsizlikleri görmez, hukuksuzca yapılan işleri görmez, peşkeş çekilen ihaleleri görmez, yapılmayanları görmez daha sayarız da bu kadar kafi. Sözde yeryüzünde ki en dürüst adam, en kahraman Rıdvan, gecesini gündüzüne katarak çalışan, lafta haksızlık ve adalatsizlik karşısında duran, sürekli yalakalık yapmak zorunda olduğu bir lideri vardır artık, diğer siyasetçilerin hepsi tü kakadır onun için. Ölümüne savaşır lideri hakkında en ufak laf edenlerle, bir iki kelam eden gazetecilere sataşmak zorundadır, kalemşörlük yapar, doğru umurunda değildir ki şahsın, bir şekilde yalaması, yalakalık yapması lazımdır liderine. Çünkü işi görülecektir, çünkü eşini dostunu işe alacaktır veya almıştır, her daim kılıcını sallar hunharca ve bunu yaparken karşısındaki insan dürüstmüş, doğruları yazıyormuş, yanlışı savunmuyormuş, her olaya objektif bakıyormuş falan hikayedir hep onun için, bütün doğruların canı cehennemedir, tek doğrusu, doğruda yapsa yanlışta yapsa haşa taptığı lideridir.

 

Şimdi yine gelelim başlığımızda ki diğer konuya "Zordur Gazeteci" olmak konusuna. Bu bahsettiğimiz insan türleri dedik ya tek doğruları menfaat sağladıkları veya sağlama ihtimaline inandıkları lideridir. Kendi lideri konusunda, kendi lideri lehine bir şey yazılıp haber yapıldığında gazetecinin, karakteri hatta karaktersizliği, sahtekarlığı, üç kağıtçılığı, densizliği, yalan, yanlış şeyler yazmaları kısaca mesleğini kötüye kullanan bir insan olması hiçççç sorun değildir  bu insan tipleri için. Onlardan kral, onlardan dürüst, onlardan doğru haber yazan yoktur yeryüzünde, çünkü yalakalık yaptığı liderini ve parti yöneticilerini övmektedir gazeteci. Maaşallahı vardır, ne güzelde yazıyordur gazeteci helal olsundur.

 

Aynı gazeteci objektif olduğu için, gördüğünü, duyduğunu yazdığı için, yalan yanlış şeyler üretip insanlara bel altı vurarak para kazanma peşinde olmayan, insanları korkutarak hesabına bir kaç bin lira daha yazdırma derdi olmayan gazeteci bu sefer bu şahsın lideri ve parti üst düzey yöneticileri veya milletvekilleri ile ilgili aleyhte bir haber yapar. Tek derdi vardır gazetecinin yanlışa yanlış, doğruya doğru demek. Aynı şahıs yine bu gazetecinin dürüstlüğüne bakmaz, karakterine ve kişiliğine bakmaz, hep doğru haber yaptığına, kimsenin namusu ve özel hayatıyla ilgili haber yapmayıp bu konuda hassas davrandığına, kimsenin aile yapısına dil uzatmadığına bakmaz ve yaa helal olsun böyle gazetecilerde var diyeceğini 1 ay hatta 1 hafta önce yere göğe sığdıramadığı gazeteci şimdi dünyanın en sahtekar insanı, yalan dolan haber yapmaktan başka bir işi olmayan, gazetecilikten anlamayan, kalemini satan bir insana dönmüştür. Bununla ilgili gördüğü haberin veya paylaşımın altına hakaretler yağdırır, iş bilmemezlikle suçlar gazeteciyi. Yazarda yazar, iftira atmaktan çekinmez az önce saydıklarımıza yalakalık yapacak ya, ALLAH'tan bile korkmaz iftira atarken, yalan söylerken, olmayan şeyleri olmuş gibi ,yapılmış gibi göstermekten kendini alamaz. Yazarda yazar yorum yapar, karşısında onu kaale almayan birini gördüğünde dahada delirir, çıtayı biraz daha yükseltir.Aslında yaptığı o gazeteciyi kötülemek, yerden yere vurmak ve partisine ve liderine yalakalık yapmak değil, gerçekleşmiş veya gerçekleşeceğine inandığı menfaatleri uğruna kişşiliğini, şerefini, haysiyetini ve insanlığını satmaktır. Bir hafta önce yere göğe sığdıramadığı birine iftira atmak, yalan yanlış yazmak ve yahut bir hafta önce yerden yere vurduğu kişiyi bir hafta sonra yere göğe sığdıramamak insanların nasıl bir yozlaşma ve menfaat delisi olduklarının bir göstergesidir aslında. Gazeteci mi ? gazeteci üzülürek seyreder bu tip insanları, onlarla laf yarışına girmez, onları kaale almaz, menfaati uğruna kişiliğinden vazgeçebilen insanı kaale almak onun seviyesine inmek sayılır o gazeteci için.

 

Arkadaşlar bir tane siyasetçi gördünüzmü iş vaadinde bulunmayan, aş vaadinde bulunmayan, kazanç vaadinde bulunmayan. Bir gün bir siyasetçi çıkıp deseki, "Arkadaşlar ben dürüst bir insanım, kimseye iş vaadinde bulunamam, aş vaadinde bulunamam, halk seçecekse beni dürüstlüğümden ve yapabileceğim hizmetlerim için seçsin, Ben 5 yılda milletvekili olarakta veya Belediye başkanı olarakta yapamayacağım hiç bir hizmetin sözünü veremem, imkanlar dahilinde şehrimiz için ne gerekiyorsa yapmaya çalışacağız." dese oy veren olurmu sizce Vallahide billahide ben veririm.İsterse hiç hizmet veremesin Uşak'a sırf bu kadar dürüst konuştuğu için veririm. Sizlerde verir misiniz ?  Peki biz ne yapıyoruz vatandaş olarak, ne kadar yalan dolanla ruhumuzu okşayan,menfaatlerimiz doğrultusunda hizmet edeceğine inandığımız kişilere oy veriyoruz.Gerçekten partisini düşünerek inandığı ideoloji uğruna oy verenleri tenzi ediyorum.

 

Önce şunu sormak istiyorum bizler ne kadar dürüstüzde sözüm ona dürüst siyasetçilerin bizi yönetmesini bekliyoruz. Seçim önlerinde gidin bir partileri gezin yüzde sekseni yalakalık yapmaya, boy göstermeye ve olursa menfaat elde etmeye gider, onun harici gerçekten partisini benimsemiş, partisinin ideolojisine inanmış, insanlardan başka bir ALLAH'ın kulunu göremezsiniz.


Biz neyiz kiz, seçtiklerimiz ne olsun. Bakın mevcut belediye başkanımıza seçimlerden önce övgüler yağdıranlar, kavgasını edenler, üstüne adam çıkmaz diyenler, başkan Yalım'dan menfaat elde edemiyeceklerini anladıkları andan itibaren adama küfrediyorlar. En çokta kimler tahmin edebilirsiniz. Aynı şey diğer parti liderleri ve yöneticileri içinde geçerli. Şimdi ben burada bu saydığım kişilere suç bulmam suç sizin, menfaat için kişiliğini satıp ak'a kara, kara'ya ak derken düşünecektiniz tüm bunları. Sözüm ona siz değilmisin sürekli saç ekmeği gibi dönen, siz değilmisiniz hala doğruya doğru yanlışa yanlış diyemeyen. 

 

Arkadaşlar artık millet olarak öyle bir hale geldik ki, A partisi B partisi demiyorum çünkü bazı partilerin bir çok yolsuzluk haberlerine şahit olduk, gerek ülkemizde, gerek şehrimizde. Dediğim gibi öyle bir duruma geldik ki hırsıza hırsız bile diyemiyoruz. Ya resmen savunuyoruz, meşrulaştırmaya çalışıyoruz yapılanları. Evinize hırsız girip bir küçük altınınızı çalsa, uykularınız kaçar, beddua bombardımanına tutarsınız çalan kişiyi. Ülkenin geleceği, Şehrimin geleceği çalınıyor, yapılabilecek hizmetler için kullanılacak paralar birilerinin cebine iniyor,  kimsede gık demiyor. Korkmadan yanlışa yanlış diyebilen, tarafsız gazeteciler çıkıyor bu durumları yazıyor, dile getiriyor, çalanı çırpanı bırakıp gazetecileri sahtekar ilan ediyorlar, gazetecilere saldırıyorlar sosyal medyayı kullanarak. Bu kadarına da pes, inanılacak gibi değil.  ALLAH sonumuzu hayır etsin.... Ne diyelim ALLAH hidayete erdirsin...

 

Geçtiğimiz yıllarda altılı masaya Chp Dem partiyide aldı, Dem partililerle Cumhurbaşkanımız hakkında onlara ders verdik diyenleri eleştirenler, Ulu önderimiz Atatürk'ün partisinin olduğu masada Dem partinin ne işi var diye olmadık lafı söyleyip, siyasi liderlere ağız dolusu hakaret edenler bugün çıtayı yükselterek pkk elebaşı öcalan'ı barış elçisi ilan ediyor ve bunu eleştirenlere, bunu dile getirenlere sahtekar gazeteci muamelesi yapıyor. Ne oldu ? hani Dem partinin eli sıkılmazdı, ne oldu ? hani bunlar pkk'nın arka bahçesiydi, ne değişti ? Hani Chp dem partililerin kanlı ellerini sıkıyordu, ağız dolusu küfürler ediyordunuz. O zaman Chp'yi nasıl en şiddetli bir şekilde eleştirdiysek, şimdi bu sürecin bu şekilde olmasını, gerçekleşmesini de eleştiriyoruz. Neden mi ? bizim için yanlış olan hala yanlışda ondan. Neden mi ? Bizler siz gibi at gözlüğü ile bakmıyoruz yaşananlara, Neden mi ? bizim hiç bir şahıstan hiç bir partiden ne maddi ne manevi bir beklentimiz olmadı hiç olamazda, neden mi ? çünkü sizler gibi takım tutar gibi parti tutmuyoruz biz, kişiliğimiz ve karakterimiz menfaatlerimize göre şekillenmiyor ? Neden mi ? 7 sinde hangi ideolojiye inanıp gönül verdiysek 70 in'de de liderler ve parti görüşü değişsede bizim zamanında gönül verdiğimiz idolojimiz, inanmışlığımız hiç bir zaman değişmedi. 6 ayda bir menfaat sağlayamadığında 9 parti gezenlerden olmadık hiç. Neden mi ? Çünkü bizim Memleket ve Vatan sevdamız siyaset üstü, partiler üstü. Hiç umutlanmayın neyi yanlış gördüysek onu yazmaya devam edeceğiz, Sizler ne kadar sadece kendinizin inandığı, hatta kendinizin bile inanmadığı şeylerle bizi itham edip, yalancılıkla, iş bilmezlikle suçlayıp iftira  atsanızda bizim arkamızda yüce ALLAH ve ALLAH'ın adaleti var. Bizim doğruya doğru, yanlışa yanlış dememizin ve inanmışlığımızın önünde ALLAH'ın izniyle kimse duramaz...

Boşuna kendinizi yormayın....


Makalemizi şu 2 güzel ayetle sonlandıralım. Belki birilerine bir şeyleri hatırlatmada yardımcı oluruz.

Kullu nefsin zaikatul mevti summe ileyna turceun.
كُلُّ نَفْسٍ ذَٓائِقَةُ الْمَوْتِ ثُمَّ اِلَيْنَا تُرْجَعُونَ
Her nefs ölümü tadıcıdır. Sonra Biz'e döndürüleceksiniz.

Zümer / 31. Ayet
Śumme innekum yevme-lkiyâmeti ‘inde rabbikum taḣtasimûn(e)
ثُمَّ اِنَّكُمْ يَوْمَ الْقِيٰمَةِ عِنْدَ رَبِّكُمْ تَخْتَصِمُونَ۟
Sonra siz kıyâmet günü Rabbinizin huzurunda duruşmaya çıkacak ve orada birbirinizle dâvalaşacaksınız.


Kal‎n Saًl‎cakla....

Sayg‎lar bizden efendim....
İzzet DÖNMEZ
izzetdonmez064@gmail.com





FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
GAZETEMİZ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
YUKARI