Siğil nedir ?
Siğiller derinin üst tabakasına veya mukozaya yerleşen ve tıp dilinde HPV (human papilloma virus) olarak adlandırılan kişiden kişiye bulaşabilen ve insanlarda enfeksiyona neden olan, meme başı gibi çıkıntılar yapan selim virüslere ait enfeksiyonlardır. Siğillerin şekli bulunduğu bölgeye veya tipine göre değişmekle beraber; genellikle deriyle aynı renkte, kabarık, nasırımsı sert görünümdedirler. En az otuz beş değişik türü olan iyi huylu tümörler olup, genellikle ellerde görülmekle beraber vücudun başka bölgelerinde de görülebilirler. Bilim adamları bağışıklık sistemleri zayıf kişilerin siğile karşı daha hassas olduklarını gözlemlemişlerdir.
Siğiller; yaygın siğiller, ayak tabanı siğilleri, düz siğiller ve etek siğilleri olmak üzere dört grupta toplanabilirler.
Yaygın siğiller: Ellerde, parmaklarda ve tırnak çevresinde görülen bu tip siğiller çok yaygındır. Deri bütünlüğünün bozulduğu durumlarda (tırnak yeme gibi) daha kolay çıkar ve çocuklarda sık görülür.
Ayak tabanı siğilleri: tek veya çoklu guruplar halinde olabilir. Diğer siğillerden farklı olarak deri içine gömülü görünümündedirler ve ağrı yapabilirler.
Vücut basısına bağlı olarak gelişirler. Üzerlerinde kanama olduğunu gösteren kırmızı- siyah noktacıklar olabilir. Ağrı, siğilin büyüklüğüne ve derinliğine göre değişir.
Düz siğiller: nispeten küçük, yumuşak ve üzerleri düz siğillerdir. Sayıları çok fazla olabilir. Vücudun her yerinde olabileceği gibi, yoğunluk yüz ve saçlardadır. Düz olmaları nedeniyle gözden kaçabilirler.
Etek siğilleri: yaşam kalitesini etkileyen bu siğiller, erişkinlerde daha sık görülür. Farklı büyüklük ve sayıda olabilirler. Genital organların dışında ve kadınlarda vajen ve rahim ağzı gibi iç kısımlarda da olabilirler. Çok eşli ve güvenlik önlemi olmadan cinsel temasta bulunanlarda rastlanır. Bu tip uzun süre tedavi edilmeksizin kalırsa özellikle kadınlarda kansere kadar giden değişikliklere neden olabilir.
Nasıl bulaşır ?
Siğiller kişiden kişiye doğrudan temasla bulaşır. Nadiren dolaylı yollarla da bulaştığı görülmüştür. Siğiller bulaştıktan sonra hemen belirmezler. Kuluçka dönemi aylarca sürebilir. El, ayak tabanı ve düz siğillerin bulaşma riskleri düşüktür. Ancak etek siğillerinin bulaşma özelliği çok yüksektir. Bulaşma yolu da cinsel temastır. Siğillerin dolaylı bulaşma yolları arasında ortak kullanılan havlu, bornoz, terlik gibi giysiler vardır. Havuz, hamam ve kaplıca alışkanlıkları da riskli olabilir.
Neden herkeste siğil olmaz ?
Siğiller her bünyeye giremez, girse bile üreyemez. Deri bütünlüğünün bozulması (tırnak yiyen ve yolan kişilerde olduğu gibi, bağışıklık sisteminin bozulması, anemi veya kanser hastalıkları, bağışıklık sistemini baskılayan ilaç alımları, alerjik bünyeli olma durumlarında enfeksiyon kolay yerleşir. Yoğun stresli olanlar, sıkı diyet veya düzensiz-dengesiz beslenenlerde, aşırı çalışma ve yorgunluk hallerinde, çok eşli ve güvenlik önlemi almaksızın cinsel temasta bulunanlarda bulaşma riski yüksektir.
Siğilin teşhisi
Siğilin görünümü ve bulunduğu yer nedeniyle aslında onu tanımak ve teşhis etmek çok kolaydır. Eller ve ayaklar üzerinde pürtüklü ve pullu düğüm şeklinde yukarı kalkıktır. Bazen ortasında siyah nokta olur. Ayak tabanındaki siğiller derinin iç tarafına doğru yürür ve dış yüzeyi düz olup kemik gibi siyah ve kırmızımsı noktalarla bezenmiştir. Cinsel organlardaki incir siğili ise genellikle birçoğu bir arada olup tedavi edilmezse azar ve incirin görünümü gibi görünüm verir
Ne yapılabilir ?
Şayet kırkbeş yaşın üzerinde siğil görülürse mutlaka doktora görünmek gerekir. Zira kötü huylu ur olabilir. Bu nedenle teşhis şarttır. Yüzme havuzu ve sauna gibi umuma açık yerlere gidilince ayakları mutlaka dezenfekte etmek gerekir. Siğilleri kendiniz tedavi etmeye kalkarsanız, yani keserek, yolarak veya ısırarak koparmaya çalışırsanız virüsler serbest kalarak daha da yaygınlaşır. Banyodan sonra siğilli nokta nasır taşı ile törpülenir, fakat kanatmamak gerekir. Normalde siğiller virüsler tarafından oluşturulur, yani gerçekte derinin bir enfeksiyon hastalığıdır. Ama günlük yaşamda bu gerçeğin pek önemli bir rolü yoktur. Çünkü siğillerin oluşmasındaki en önemli etken virüslerin etkisinden ziyade derinin duyarlılık derecesidir. Eğer deri duyarlı ise genellikle ellerde üst deri hücrelerinde siğiller oluşur. Yaşlılık siğilleri ise genellikle gövdede boyunda,
yüzde ve koltuk altı bölgesinde de oluşabilir. Bu tür siğillerin oluşum nedeni, yaşlı kişilerin derilerinde fazla miktarda yağ birikimidir. Bu durumlar herhangi bir tedavi gerektirmez.
Siğil tedavisinde bitkisel destek
· Dağ nohutları, misvak ağacı kabukları ile birlikte dövülerek ezilir. Elde edilen karışım yarım saat süreyle suda kaynatıldıktan sonra sıkılarak süzülür. Süzülen posaya merhem kıvamına gelinceye kadar dövülmüş patlıcan ilave edilerek limon suyu ile yoğrulur. Hasta yere yapılan ılık su kompresinden sonra hazırlanan bu merhemden gün aşırı sürülür.
· Kurutulmuş maydanoz, rendelenmiş limon kabuklarıyla birlikte yirmi dakika süreyle kaynatılır. Süzülerek elde edilen sıvıya limon suyu karıştırılarak bir kapta dinlendirilir. Dinlendirilen bu karışımla hastalıklı yer gün aşırı yıkanır.
· Güneş altında bekletilerek kurutulan patlıcanlar, temiz bir zeminde yakılır. Elenerek elde edilen küllerine dövülmüş limon kabukları ilave edilerek pomat kıvamına gelinceye kadar yoğrulur. Hazırlanan pomat, meneviş yağıyla yumuşatıldıktan sonra hasta yere günaşırı sürülür.
· Arnika esansı: esansın hazırlanmasında taze çiçeklen arnika bitkisinin sarı yaprakları kopartılarak bir şişeye üçte iki oranında doldurulur ve üstüne otuz- kırk derecelik kanyak veya votka eklenir, sıvı çiçekleri örtmelidir. En az iki hafta boyunca sıcak bir yerde bekletilen şişe arada bir çalkalanır. Süre sonunda tülbentten geçirilerek süzülür ve koyu renkli bir şişede muhafaza edilir. Böyle hazırlanan arnika esansıyla ıslatılan bir pamuk günde birkaç kere siğillerin üzerine bastırılır.
· Aynı safa özsuyu: taze aynı safa bitkisinin (yaprak, çiçek, sap) özsuyu siğilleri ve uyuzu ortadan kaldırır. İnce kıyılmış bitkinin özsuyu bir meyve sıkacağıyla elde edilir. Taze özsu gün boyunca pek çok kere siğillerin üstüne sürülür.
· Kırlangıç otu özsuyu: kırlangıç otu özsuyu da tedavi edici özelliğe sahiptir. Taze bitkinin yer üstündeki tümü iyice yıkandıktan sonra ince kıyılır ve nemli iken mutfak robotuna atılır. Böylece robot ile hazırlanarak elde edilen taze bitki özsuyu gün boyunca pek çok kere siğillere sürülür.
· İsveç şurubu: bu şurupla ıslatılan bir pamuk parçasıyla siğiller yok oluncaya kadar sık sık nemlendirilir. İsveç şurubunun yapılışında kullanılacak bitkiler şunlardır: 10 gram sarısabır, ikişer gram mırra, safran, sinameki yaprağı, 10 gram kafuru, 10 gram ışkın veya ravent kökü, 10 gram balsıra veya kudret helvası, 10, 5 gram yaban domuzu dikeni, 10 gram melek otu kökü. İki litrelik geniş ağızlı bir şişeye bir buçuk litre kanyak veya otuzsekiz-kırk derece alkol ve yukarıda saydığımız bitkiler doldurulur, ondört gün güneşte veya sıcakta bırakılarak her gün şişe çalkalanır. Bu sıvı daha sonra süzülerek küçük şişelere doldurulur ve şişenin ağızları sıkıca kapatıldıktan sonra serin yerde saklanır. Böylece yıllarca dayanabilir ve durdukça etkisi artar. Her kullanışta çalkalanır.
İstenirse sıvının bir bölümü küçük bir şişeye koyup geri kalanını tek bir şişede saklayabilirsiniz. NOT: sarısabır yerine yılan otu kökü veya pelin tozu kullanılabilir, kafuru ise doğal olmalıdır. İsveç şurubunu ecza dolabınızda mutlaka bulundurun çünkü bu şurup son derece çeşitli hastalıkların tedavisinde kullanılmaktadır. Kitap içerisinde ne gibi hastalıklarda kullanıldığını bulacaksınız. Bekleme süresi uzadıkça etkinliği de artar. İsveç şurubunun siğilden başka ne gibi hastalıklarda kullanıldığına gelince: Koklandığında baş dönmesi geçer, kurtlara ve şeritlere karşı etkilidir, sarılıkta eğer günde üç kere birer yemek kaşığı dolusu alınırsa, şişmiş karaciğerin üstüne kompresler yapılırsa kısa sürede rahatsızlıklar gider. Basur ve böbreklere faydalıdır. Sindirimi düzenler. Akciğer hastalıklarında sabah aç karnına alınır ve bu uygulama altı hafta sürdürülür. Nasırların üstüne kompres yapılır ve ağrılı bölge nemli tutulursa nasır üç gün sonra kendiliğinden düşer veya çekip alınabilir. İki yemek kaşığı alındığında sarhoş kişi hemen ayılabilir. Bu şurubu sabahları ve akşamları alanların kanları tazelenerek bedenleri ve sinirleri güçlenir. Ellerin ayakların titremesi önlenir. Kulak ağrısı ve kulak uğultusunda bir pamuk şurupla nemlendirilerek kulağa sokulur. Diş ağrısında biraz suya bir yemek kaşığı iksir konularak birkaç dakika ağız içinde tutulur veya ağrıyan diş üzerine bir pamuk nemlendirilerek konursa ağrı hızla geçer. Sivilceler, egzama ve kabuklanmalar ve burun içindeki yaralar sık sık nemlendirilirse hemen iyileşir. Dildeki kabarcıkta devamlı olarak nemlendirilir, romatizma ağrılarında sabah akşam iksir içilirse ve ağrıyan yerlere pansuman yapılırsa kısa zamanda geçer.
· Deve sakalı otu: deve sakalı otunun kurulmuş kök ve yaprakları temiz bir zeminde yakılır. Elenerek elde edilen küle krem kıvamına gelinceye kadar gül tozu ilave edilerek sirke ile yoğrulur. Hazırlanan krem badem yağıyla yumuşatıldıktan sonra tedavi süresince ve gün aşırı siğillere sürülür.
· Tam olgunlaşmamış yarı ham çilekler derin bir kaba konarak ezilir. Elde edilen posaya merhem kıvamına gelinceye kadar mısır unu ilave edilerek sirke ile yoğrulur. Hazırlanan krem bademyağı ile yumuşatıldıktan sonra gün aşırı siğilli yere ovularak sürülür.
· Salkım söğüdün kurutulmuş yaprakları temiz bir zeminde yakılır. Elenerek elde edilen küle merhem kıvamına gelinceye kadar mısır unu ilave edilerek sirke ile yoğrulur. Hazırlanan merhemden siğillere yapılan ılık kompresten sonra gün aşı sürülür.
· Kayın kabuğu: dünyanın her yerinde yüzyıllardır siğil tedavisinde kullanılan doğal ilaç, kayın kabuğu bitkisidir. Eğer taze kayın kabuğu bulabiliyorsanız, yaş olan iç kısmı aşağıya gelecek şekilde doğrudan siğilin üzerine yerleştirin. Taze kabuk bulamazsanız bir iki çay kaşığı toz haline getirilmiş kuru kayın kabuğunu bir fincan kaynar suda on dakika demlendirip için ya da siğilin üzerine sürün.
· Fesleğen bitkisinin içerisinde siğillere tesir edecek birçok anti-virüs etken bulunmaktadır. Ezilmiş fesleğen yaprakları siğilin üzerine konarak bandajlanır. Taze fesleğen bir hafta içinde kullanılabilir.
SAMİ ÖZÖZEN