Kendisi bir hastalık olmayıp başka bir hastalığın belirtisi olan baş dönmesi; beyne kan taşıyan damarlardaki kan basıncının ani değişimi, bazı göz hastalıkları, ilaç zehirlenmeleri, düşük veya yüksek tansiyon, damar sertliği, bazı kalp rahatsızlıkları, uzun süre aç kalma, kan şekeri düşmesi, kansızlık, mikrobik hastalıklar, aşırı alkol alma, epilepsi, bazı ruh hastalıkları gibi sebeplerden dolayı kendisinin ve etrafındaki eşyanın boşlukta dönmesinden şikayetlerle tezahür eder. Tedaviye başlamadan önce yukarıdaki cinslerden hangisinin olduğunun teşhisi çok önemlidir. Uzman bir hekime başvurularak tedaviye başlanılmalıdır. Baş dönmesinde yapılacak ilk iş oturmak veya öne eğilmek, mümkün ise yatmaktır. Baş dönmesi, ağrıdan sonra doktora başvuru nedenleri arasında ikinci sırada yer alıyor. Baş dönmesi, tıpkı ağrı gibi yanlış giden durumun, bir hastalığın habercisi olabilir. %80 iç kulak sorunlarından kaynaklanan baş dönmesi, %20 oranında da beyin ve beyincik gibi merkezi sinir sistemi hastalıkları sebebiyle meydana gelebilir. Baş dönmesi genellikle, bulantı, çarpıntı, terleme, işitme kaybı, kulak çınlaması, dengesizlik gibi bulgularla birlikte görülür. Denge; iç kulak, göz ve kas- iskelet sistemimizden gelen uyarıların beyindeki denge merkezinde yorumlanmasıyla sağlanır. Bu bölgelerden birinde sorun olduğunda sonuç baş dönmesi ve denge sorunları şeklinde olacaktır. Baş dönmesi ve denge sorunu olan hastalar tedavileri konusunda bir kafa karışıklığı içindedirler ve sorunları tam çözülemediği için de bir süre sonra depresyon gibi psikolojik sorunlarla karşı karşıya kalırlar. Stres ve psikolojik sorunlar baş dönmesi ve denge sorunlarını olumsuz etkileyerek kısır bir döngü içine girerler. Sorunun ayrıntılı dinlenmesi tanıda %80 oranında yardımcı olmasına rağmen, maalesef hastalar genellikle şikayetlerini anlatacak sağlıklı ve yeterli zamanı çoğu zaman bulamazlar. Ve dolayısıyla karamsar, içe kapanık bir durum içindedirler. Dolayısıyla hastanın toplumla olan ilişkilerini olumsuz yönde etkileyen baş dönmesi ve denge sorunlarında bir uzman doktorun desteği çok önemlidir.
Neden oluşuyor
Seyrek de olsa baş dönmesi bazen ciddi bir sebepten de kaynaklanabiliyor. Örneğin kan basıncındaki ani düşmelerde beyne yetersiz kan ve oksijen gitmesi sonucu baş dönmesi ortaya çıkıyor. Baş dönmesine neden olan diğer ciddi durumlar arasında kalp kapakçığı hastalıkları (aort darlığı), kalp krizleri, şiddetli hipertansiyon atakları veya kritik düzeye inmiş kan basıncı durumları sayılabilir. Baş dönmesinin bir nedeni de iç kulakta yer alan denge organının iyi çalışmamasıdır. Baş dönmesinin en sık görülen nedenleri arasında iç kulakta yerleşen virüs enfeksiyonları gösteriliyor. Orta kulak cerrahisi veya travmasını takiben kulak zarının yırtılması da baş dönmesine sebep olur. Sık görülen diğer nedenleri şöyle sıralayabiliriz: Şiddetli ağrılar, sık ve derin solunum yapılması, baş ağrısı atakları, yaralanmalar, öksürük nöbetleri, uzun süreli yatar pozisyondan aniden ayağa kalkmak, psikolojik sorunlar, beyin ve beyincik tümörleri, fazla alkol almak, boyundaki karotis yani şah damarına baskı(örneğin
gömlek yakasının çok dar olması baskı unsurudur), sakinleştiriciler, bazı kalp ilaçları, dilantin gibi antikonvülzan ilaçlar, aspirin, narkotikler, tansiyon düşürücü ilaçlar, kalp atım hızının dakikada 30dan daha az ya da 200den daha fazla olması, klasik migren atakları, madde bağımlılığı, ilaç alerjisi, görme problemleri.
Ne zaman doktora başvurmalı
Eğer baş dönmesiyle bilinç kaybı varsa, oda ve eşyalar hastanın etrafında dönüyorsa, günlük aktiviteleri engelliyorsa, baş dönmesi ilaç kullanımıyla birlikte başlamışsa, göğüs ağrısı, uyuşukluk gibi haller varsa beklenmeden doktora başvurmak gerekiyor. Baş dönmesi birkaç saatten hele bir günden fazla sürerse mutlaka doktordan yardım isteyin.
Baş dönmesinde tedaviye destek olacak şifalı bitkiler
Üzerlik: tohumu kaynatılıp süzülerek elde edilen sıvı balla tatlandırılıp yemek arası içilir.
Hünnap (iğde çiçeği): 500 gram suda kaynatılıp içilir. İştahsızlık, anemi, yorgunluk, ateş, astım, iltihap, göz hastalıkları gibi rahatsızlıklarda da faydası görülen hünnap meyvesinin önemli bir özelliği de sağlıklı bir karaciğer işleyişiyle bağlantılı olmasıdır. İçerdiği antioksidanlar karaciğere koruma sağlar. Bu bilgi yaklaşık 40 dakika boyunca kan temininden mahrum bırakılan karaciğerin hünnap meyvesi yardımıyla iyileşme gösterdiği bir hayvan çalışmasında elde edilmiştir. Antioksidan, anti bakteriyel ve iltihap söktürücü özelliği bulunan hünnap, aynı zamanda mide asidinin artmasını engelleyerek ülser hastalığına karşı korur. Ana vatanı Güneydoğu Asya olan, son yıllarda Türkiye'de de yetişen hünnap, vitamin ve şifa kaynağı olduğu için büyük ilgi görüyor. C vitamini deposu hünnap meyvesini sağlıklı yapan şey, içerdiği C vitaminidir. C vitamini vücuttaki serbest radikal hasarını azaltmaya yardımcı olan ve bağışıklık sistemini güçlendiren güçlü bir antioksidan olarak biliniyor. Hünnap meyvesi ayrıca B3 vitamini zenginliği sayesinde kan dolaşımını geliştirir. Önemli bir sağlık yararı da kan basıncı üzerindeki etkisidir. Hünnap ismine ülkemizde çok az rastladığımız bir besindir ve tüketimi çok yaygın değildir. Fakat özellikle potasyum açısından çok zengin olması, kalp sağlığı açısından çok önemlidir. Hünnap, kanser hastalıklarını engelleyebilir: Çok etkili bir antioksidan olmasından dolayı kanserli hücrelerin etkisini azaltabilmektedir. Bunun yanında Çin’de çok yaygın olarak kanser vakalarına engel olduğu için kullanılmaktadır.
Kuru mine çiçeğini demleyip, süzülen sıvıyı balla tatlandırıp yemekten önce bir çay bardağı içilir.
Kişniş dövülerek bir bardak yenir.
Limon usaresi bir bardak içilir.
Gül ve menekşe şerbet olarak içilir.
Nohut tanesi kadar sarısabır (aloe vera) yutulur
Bir fincan kaynar suyun içine bir çay kaşığı civanperçemi katılıp, demlenmesi için kısa bir süre bekletildikten sonra içilir
Bir fincan kaynar suyun içine bir çay kaşığı anason katılıp kısa bir süre demletilerek içilir.
Oğulotu: 2-3 çay kaşığı dolusu ince kıyılmış oğulotunu bir bardak kaynar suda haşlayın, sakın kaynatmayın. 10 dakika demlendikten sonra süzülerek, bal ile tatlandırılıp günde 2-3 bardak içilebilir.
Alıç: bir çay kaşığı kadar yaprağı ve çiçeğini bir bardak kaynar suda 1-2 dakika demlendirdikten sonra hazırlanan bu çaydan 2-3 bardak içilir.
Zencefil: Binlerce yıl önce Çinli denizciler deniz tutmasına karşı zencefil kökü çiğnedikleri ve sefere çıktıklarında zencefilin onlar için bir ilaç olduğu bazı kaynaklardan anlaşılmaktadır. Modern tıp bu antik çağ ilacı hakkında anlatılanların büyük kısmının doğru olduğunu göstermiştir. Bahriyeli öğrencilerden oluşan 80 kişilik bir grup üzerinde yapılan bir araştırmada; deniz tutması semptomlarının baş dönmesi dahil belirtilerinin ortaya çıkmasından bir süre önce verilen 1 gram (yarım çay kaşığından daha az) zencefilin semptomları %38 oranında, kusma sıklığını ise %72 oranında azalttığı gözlenmiştir.
Kereviz: Çok eski zamanlardan beri baş dönmesi tedavisinde kullanılan geleneksel bir ilaçtır. 4 çay kaşığı zencefil ile dövülmüş birer tutam kabak çekirdeği, kereviz, papatya, rezene, portakal kabuğu ve nane karıştırılarak 15 dakika kaynatıldıktan sonra süzülerek içilir.
Damiana bitkisi: baş dönmesi, denge kaybı hastalığı tedavisinde mükemmel bir yardımcı bitkidir. Damiana aynı zamanda cinsel istek arttırıcı olarak da kullanılır. Ayrıca idrar arttırıcı ve idrar yolları antiseptiği, öksürük giderici ve müshil etkileri için de kullanılmaktadır. Çin’de yapılan bir araştırma, kerevizin böbrek ve kalın bağırsağın sağlığını korumaya yardımcı olduğunu gösterdi. Yüksek lif ve B6 vitamini içeriğiyle kolon (kalın bağırsak) kanser riskini düşüren kereviz, idrar söktürücü etkisiyle de böbreklerde birikebilen toksin ve zararlı mineralleri temizliyor