Hemen her gün ve günün bir kısmında gözlenen çökkün bir duygu durum hali, kendini mutsuz, ağlamaklı, kederli hissetme hali, hemen her gün yaklaşık gün boyu süren tüm ya da çoğu etkinliğe karşı ilgi ve zevk almada azalma, daha önce keyif alınan işler, hobiler ve alışkanlıklardan artık hoşlanmama hali, dünyayı verseler umurunda değil şeklinde bıkkınlık hisleri, bazı kişilerde cinsel isteksizlik, diyet uygulanılmamasına karşın önemli derecede kilo kaybı ya da alımı, bir ay içinde vücut ağırlığının %5inden fazla artması ya da azalması ya da her gün iştahta artma ya da azalmanın olması, hemen her gün uykusuzluk ya da aşırı uyku hali, hemen her gün olağan beyinsel ve vücutsal işlevsellik veya hareketlilik halinde azalma ya da huzursuzluk (oturmayı veya yatmayı yeğleme ya da sıkıntıdan yerinde duramama), hemen her gün halsizlik yorgunluk hisleri, daha önceki günler kadar enerjik hissetmeme, hemen her gün kendini değersiz hissetme, küçük görme, kendini beğenmeme suçlu veya günahkar hissetme hali, hemen her gün düşünme ya da konsantrasyon yeteneğinde azalma olması, konuşulanlara, okunan şeylere, izlenen televizyon programlarına dikkatini verememe, söylenilenlerin bir kulaktan girip diğerinden çıkması ya da kararsızlık hali, tekrarlayan ölüm düşünceleri, intihar planları ya da eylemlerin varlığı.

 

 

 

 

 

Kişinin yaşadığı depresyon, gerçek ya da farzedilen bir kayıp ile bağlantılıdır. Kişinin kendisi, çevresi ve gelecekten beklentileri, idealleri ile kendi gerçek durumu o kadar farklı, gerçek dışı ve orantısızdır ki, bu yüksek standartlara ulaşamamak kişide güçsüzlük ve yalnızlık düşünceleriyle depresyona yol açabilir. Kişinin süper egosu (üst benlik) o kadar kuvvetli ve baskındır ki sürekli kişiyi kısıtlayıp suçlar, zevk verici, rahatlatıcı etkinliklerden alıkoyup adeta işkence eder. Kişinin çevresindekiler ondan o kadar çok şey beklemektedir ki kişinin bu beklentileri karşılaması olanaksızdır. Bu da zayıf ve çaresizlik düşüncelerinin gelişip depresyona gidişe yol açabilir. Kişinin küçüklüğünden itibaren sevip saydığı ve gurur duyacağı, ondan da destek ve sıcaklık göreceği, benzemek istediği, imrendiği, idealize ettiği düzeyde bir kişi (baba, anne, öğretmen, akraba vs.) yoktur. Bu, kişiliğin gelişimini olumsuz yönde etkiler ve kendine güven kaybı ve depresyona yol açabilir. Çocuklukta anne-baba ayrılığı ya da kaybı, şiddetli koşullar karşısında yeterli desteği bulamama, kişinin yanlış ya da yetersiz başa çıkma mekanizmaları geliştirmesine, bu da ileri dönemde depresyona zemin hazırlayabilir.

 

 

 

 

 

· Çarkıfelek otu (passiflora): depresyon ve uykusuzluk tedavisinde kullanılıyor, sakinleştirici ve gevşetici özelliğe sahiptir.

 

· Meyankökü: bu bitkinin içerdiği bileşikler antidepresan özelliklere sahiptir. Kantaron: yapılan klinik çalışmalar sonunda, kantaron bitkisinin içeriğindeki aktif bileşiklerden yalnızca bir tanesi olan hipersin’in depresyon ve değersizlik hissi gibi durumların iyileşmesinde çok önemli ilerlemeler sağladığı ortaya konmuştur. Bazı araştırmalar hipersinin depresyona karşı bazı sentetik ilaçlardan daha güçlü etkileri olduğu kanıtlanmıştır. Ayrıca hipersinin yan etkileri yok denecek kadar az, hatta bazı araştırmacılara göre hiç yan etkisi olmadığı ifade edilmektedir. 1 bardak kaynamış suya 2 çay kaşığı kurutulmuş kantaronu ekleyip, 10 dakika demledikten sonra için. Birbuçuk hafta boyunca günde 1 veya 2 bardak için. Ancak bu çayı hamilelerin içmemeleri önerilmektedir. Geleneksel tıbbın sakinleştirici olarak kullandığı kantaron bitkisi özellikle hafif ve orta şiddette depresyonun tedavisinde çok etkili olmaktadır.

 

 

· Ceviz: İçerdiği linoleik ve alfalinoleik asit, A ve B6 vitaminleri nedeniyle ceviz, sinir sistemimiz için mükemmel bir besin. Ayrıca tam bir beyin destekleyicisi. Günümüzde milyonların derdi olan depresyona karşı savaşta da ceviz iyi bir yere sahip. Beynimizin %60tan fazlası yağdır. Beyin hücrelerimiz görevlerini sağlıklı olarak yerine getirebilmeleri için bir yapısal yağa yani Omega 3e ihtiyaç duyarlar. Omega 3, hem beyin fonksiyonları için hem de büyüme ve gelişme için hayati önem taşır. Ceviz, içeriğindeki yüksek Omega 3 oranıyla çocuklar için ideal bir besindir. Günde 3-5 adet ceviz yemek, ilerleyen yaşlarda unutkanlığı engellemekte etkilidir. Cevizin hafif antidepresan özelliği, içerdiği triptofan’dan kaynaklanıyor. Triptofan, beynimizde mutluluk hormonu olan serotonine dönüşüyor. Cevizde bulunan doymamış yağ asitleri damarların tıkanmasının ve doymuş yağların olumsuz etkilerinin önüne geçtiği için, vücudun düzgün işleyişi açısından hayati öneme sahiptir.

 

 

· Zencefil, semizotu gibi bitkiler de depresyonu önleyici özelliklere sahiptir. Melisa (oğulotu): sinirleri yatıştırıcı etkisiyle baş ağrısı, baş dönmesi, kulak çınlaması, uykusuzluk, epilepsi ve sinir krizlerinde faydalıdır. İnsanı ferahlatarak depresyon, melankoli, huzursuzluk ve iç sıkıntısını giderir. Kan şekerini ve tansiyonu düşürür. Hıçkırığı keser. Soğuk algınlığı, boğaz ağrısı ve nefes darlığına karşı faydalıdır. Mide ve bağırsak gazlarını ve ağrılarını gider. Beyin damarlarını açar ve hafızayı güçlendirir. Kalbi kuvvetlendirir. Hazımsızlığa iyi gelir, ciltteki kırışıklıkları gidermeye yardımcı olur. Kullanılışı: melisa otunun yaprakları kurutulduktan sonra kaynamış suda demlenerek çay olarak içilir. Melisanın yapraklarından elde edilen melisa yağı da çeşitli amaçlar için kullanılmaktadır. Ayrıca, melisa tazeyken ezilerek çıkarılan suyu da kullanılır. Kaynatılarak vücuda sürülürse ter kokusunu giderir. Melisa yağı yorgunluk, uykusuzluk, astım ve nefes darlığı şikayetlerine karşı faydalıdır. Terleticidir. Bütün bu faydaları için 3-4 damla melisa yağı 1 fincan suya damlatılarak içilir. Uykusuzluğa karşı hazırlanan melisa çayı yatmadan önce sıcak içilmeli. Ayrıca bir miktar su ya da sıvı katılarak az yoğun duruma getirilip cilde sürüldüğünde cildi güzelleştirir. Pekçok uçucu bitkisel yağ gibi, melisa yağı da eritilmeden ve fazla miktarda kullanılmamalıdır.

 

· Haşlanmış patates: orta boy bir patates, vücudun günlük C vitamini ihtiyacının tamamını karşılar. Ayrıca mutluluk veren serotonin hormonu salgılanmasını da arttıran patates, sizi depresyona karşı korur. Ancak bu etki için patatesin kızartılmışını değil haşlanmışını yemelisiniz. Aksi takdirde kızarmış patatesin yüksek yağ içeriği nedeniyle fazla kilo alabilir ve kolesterol gibi sorunlar yaşanabilir.